8 Mart 2012 Perşembe

Neden maraton koşmaya kadar verdim?

İnsan Antalya' da yaşayınca senenin büyük bölümünde spor yapmak gerçekten problem olmuyor. 2011 yılında neredeyse Kasım sonuna kadar denize girebildik, tüm sene boyunca bisiklete binme imkanı oldu. Kış başlarken hayatımda düzenli sporun ne kadar önemli olduğunu daha fazla hissetmeye başladım, eşimle birlikte önce sabah yürüyüşleri yapmaya başladık ancak açıkçası 33 yaşında yetişkin bir erkek için sitenin etrafında 2-3 tur yürümek düzenli spor sayılmaktan fazla uzak bir aktivite olduğundan bir süre sonra kesmemeye başladı. 

Kasım ayına geldiğimizde Giresundaki akrabam Engin Abinin (Şentürk) avrasya maratonuna katılmak için İstanbul'da olduğunu öğrendim. 55 yaşındaki Engin abimin çok uzun zamandır spor yaptığını biliyordum ve bu yüzden maraton koşabildiğine inanıyordum fakat biraz araştırma yapınca herhangi bir sağlık sorunu olmayan bir yetişkinin eğer 4-5 km yi sorunsuz bir şekilde yürüyebiliyorsa maratona da hazırlanabileceğini öğrenmiş bulundum ve işte maraton maceram da böylece başlamış oldu. 

Aylar geçtikçe maratonun hazırlanma sürecinin aslında hem çok zor, hem de çok basit (bu kelimeyi 'kolay' anlamıyla kullanmıyorum, sadece 'karışık olmayan' anlamında) olabileceğini, sadece antreman yapmanın yeterli olmadığını aynı zamanda yeme düzeninin çok önemli olduğunu, iyi ekipman kullanmanın maratona hazırlanan kişinin sağlığını korumak için çok gerekli olduğunu öğrendim. Benim için maratonun diğer tüm disiplinlerden daha heyecan verici olmasının sebebi ise biraz daha farklı. Defalarca maratonu bitirmiş bir kişinin bile eğer mental olarak hazırlanmamışsa yarışı bitirememe ihtimalinin olması, yani maratonun sadece fiziksel bir aktivite değil bir çeşit irade mücadelesi olması beni çok etkiledi. 

Runtalya maratonuna hazırlandığım dönemde internette maratonla ilgili yüzlerce sayfa yazı, onlarca kişisel blog ve yine onlarca markanın sayfalarını okudum ve inceledim. Ülkemde ve dünyada insanların (sporcular değil bizim gibi sıradan insanların) ne fedakarlıklarla kendi hikayelerini yazdıklarını ve her birinin birer kahraman sayılabileceğini gördüm. Daha önce hiç tanımadığım bir dünyanın kapılarını açmaya başladığımı hissetmeye başladım. 

1952 Olimpiyat şampiyonu olan Çek atlet Emil Zatopek'in sözleri maratonla ilgili söylenmiş herhalde en açık ifade “Eğer koşmak istiyorsanız birkaç kilometre koşun, eğer başka bir hayat deneyimi yaşamak istiyorsanız maraton koşun”.

sürecek...

1 yorum: