9 Kasım 2010 Salı

Gönüllü kan bağışı

Geçtiğimiz Cumartesi günü Kızılay kan merkezinin önünden geçerken uzun zamandır, iğne korkum sebebiyle, ertelediğim kan bağışına gönüllü olmaya karar verdim.
Kan merkezine ilk girişte danışmadaki görevli doldurmanız için size bir form veriyor. Bu formda; genel sağlık durumunuz, vatandaşlık bilgileriniz, cinsel hayatınız vs. gibi konulara ilişkin sorular var. Formu doğru bilgilerle doldurmak büyük önem taşıyor. Bunda sonraki aşama kan değerlerinizin ölçümü-zira kanında hemoglobin değeri düşük olanlar kan bağışçısı olamıyor. Bu işlem için parmaktan birkaç damla kan alıyorlar ve test aşaması sadece birkaç sn. sürüyor. Daha sonra merkezin sorumlu doktoruyla, biraz önce doldurduğunuz form üzerine, kısa bir sohbet, tansiyonunuzun ölçülmesi. Bu aşamalar da geçildikten sona donörlerin bağış yaptıkları steril odaya geçiliyor. Görevli hemşire her bağışçı için ayrı olarak üretilen kağıt paketlerden birini açıp içinde tek kullanımlık seti çıkartıyor ve sizi işleme hazırlanmak üzere özel tasarlanmış koltuğa yatırıyor (Koltuğun aşırı rahat olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim). Kan alınacak damar bölgesi özel bir solüsyonla temizlendikten ve solüsyon kuruduktan sonra- yaklaşık bir dk., damara giriliyor ve kan alımı başlıyor. Yaklaşık 5-10 dk.süren işlemin ardından hemşire kolunuzdaki iğneyi çıkartıyor ve damarın üzerini bir tamponla kapatıyor. Bu aşamada damarın açılmaması ve kan alınan bölgenin morarma yapmaması için üzerine dirsekten destek alarak 3 parmakla baskı uygulamak çok önemli. Bu aşamadan sonra bir yandan kolunuza baskı yaparken bir yandan da aşırı rahat koltukta, yarı yatar pozisyonda, dinleniyorsunuz. Bu dinlenmenin en az 10 dk. olması gerekiyor. Özellikle ilk kan bağışlarında vücudun bu duruma tepki göstermesi normal karşılanıyor, dolayısıyla biraz daha fazla dinleniyorsunuz. Ardından, kendinizi iyi hissetmeye başladığınızda koltuktan kalkıp yandaki masaya geçiyorsunuz ve size meyve suyu bisküvi gibi ikramlarda bulunuluyor. 
Tabi son ana kadar insan aklında türlü soru oluyor, ancak açık söylemeliyim kullanılan malzemenin temizliği, personelin dikkati ve gösterdikleri ilgi kafamdaki soru işaretlerinin büyük oranda karşıladı. Tabi sonrasında hissettiğiniz manevi tatmin de cabası...

1 Kasım 2010 Pazartesi

Karya Buzbağ Emir-Narince 2009

Beyaz şarapla aramın peki iyi olmamasına rağmen son dönemde tattığım en lezzetli şaraplardan bir tanesi. Kapadokya bölgesinin Emir ve Tokat bölgesinin Narince üzümlerinin birleşmesiyle ortaya çıkmış. Etiketinde beyaz soslu makarna, her türlü balık ve hafif baharatlı yemeklerle içilmesi tavsiye edilmiş, biz kabak beğendi soslu tavukla denedik gayet güzel uyum sağladı. Tavsiye ederiz :)

Karya Buzbağ beyaz