30 Nisan 2012 Pazartesi

Runtalya

Hayatımın ilk 31 yılında düzenli koşan bir insan olma hayali kurup sonunda bu hayale ulaşmış ve bir amaca doğru yürüyen bir insan gibi hissediyordum kendimi. İlk defa bir yarışa katılacağım için oldukça heyecanlıydım. Runtalya'ya katılmak için Giresun'dan gelen olan kuzenimle konuşup, ertesi gün için anlaşıp cumartesi gecesi saat 10:00'da yatağa girdim ama...uyumak ne mümkün.

Yarış günü sabah 6:00 civarında uyandım. Kahvaltıda iki kaşarlı tost ve biraz da mısır gevreği yedim. Yatmadan önce zaten bütün eşyalarımı hazırlamış ve her hangi birşey unutmamak için liste yapmıştım. 

  • İki paket tadım fıstıklı bar (biri bel çantasında diğeri çantada)
  • iki şişe powerade (birini bel çantasındaki mataralara paylaştırdım diğeri çantada)
  • bir şişe su
  • sütlü şeker
  • yedek kıyafetler
Yarış alanına otobüsle vardığımızda yarışa 20dk vardı. Son iki saattir yaklaşık 1lt su içtiğim için çişim vardı ve tuvaletlerin önündeki kuyruk muazzamdı. 15dk kadar sonra tuvaleti kullanıp start noktasında esneme yapmaya başlamıştım. Herhangi bir iddaam olmadığını kendime tekrar etsemde heyecanımı yatıştıramıyordum. Telefonla kuzenime de ulaşamadığım için yanlız koşacaktım. Ve nihayet start verildikten yaklaşık 3dk sonra start noktasında geçtim ve koşmaya başladım. İşte o anda bütün heyecanım kayboldu. Tek düşündüğüm yarı maraton dönüş noktasına kadar normalde koşabileceğimden daha ağır bir tempoda koşup döndükten sonra hızımı biraz daha arttırarak finişi görebilmekti. İlk 4k yi yanlız koştuktan sonra "adım adım" t-shirtü giymiş iki arkadaşın peşine takıldım ve geri kalan 7k yı neredeyse birlikte koştuk. Dönüşten hemen önce onları geçtim ve yanlız devam ettim. Yaklaşık 10dk kadar sonra karşıdan gelen Engin Abiyi görünce (kuzen) bu yarışı bitireceğime artık inanmıştım. son 5k de artık iyice yorulmuştum ve servis noktalarında kendime 1er dakikalı yürüyüş iznleri verdim. Son 1 km tabelasını gördüğümde yaklaşık son 4k dır alman bir kadının arkasından koşuyordum ve beraber depar attık. son 700m lik yokuş aşağı düzlükte sanki olimpiyat madalyası için koşuyormuşum gibi hissettiğimi hatırlıyorum. Etrafımdaki herkes son enerjilerini kullanıyor ve yarışı etrafında gördüğü  herhangi birinden bir kafa önde bitirebilmek için çırpınıyorlardı. Ben de finiş noktasının hemen üstündeki köprüde eşimi görünce iyi bir fotoğraf vermek ümidiyle koşu pozisyonumu düzeltmeye çalışarak yarışı bitirdim (2:00:41). 



Kuzenim benden 15dk kadar sonra finişi geçti. İlk anda bolca sporcu içeceği ve suyla takviye yaptığım için herhangi bir yorgunluk veya bitkinlik hissetmedim. Ancak eve gelince birkaç saat uyuduğumu itiraf etmeliyim :) 
İyi bir dereceyle olmasa da hayatımda ilk defa bir yarı maraton koşmuş olmak bana maraton koşabileceğim cesaretini verdi. Runtalyadan bir hafta sonra ağır tempo koşulara takip eden haftada da 12 haftalık başka bir programa başladım. Detayları devam eden postlarda :)

2 Nisan 2012 Pazartesi

Nabız Ölçer Saat- Heart Rate Monitor

e-bay'den sipariş ettiğim Timex HRM tam 23 gün sonra elime ulaştı. Fotoğraflarından kasasının biraz daha büyük olacağını tahmin etmiştim ya da mevcut saatimle karşılaştırdığım için gözüme küçük görünüyor, bilemiyorum :)


Nabız Ölçümünün sporla ne alakası var diyorsanız genel bir bilgilendirme yazısı için tıklayın