25 Eylül 2014 Perşembe

Moscow Marathon - Moskova Maratonu 2014

Uzun zamandır hayalini kurduğum Moskova Maratonu'na bu sene gitmeye fırsat buldum. Oldukça zorlu geçen bir hazırlık döneminden sonra en son 5 6 sene önce gördüğüm Moskova'yı yeniden görmek ve koşarak dolaşmak oldukça heyecan verici oldu. Bu yazıda hazırlık aşamasından başlayarak bu deneyimimi paylaşmaya çalışacağım.

Antreman Programı

Bugüne kadar koştuğum 5 maratonun 4'üne Hal Higdon'ın programlarıyla hazırlandım. Hız antremanlarından çok hafif tempo ve dayanıklılığa yönelik antremanlar içeren bu programlar sayesinde her seferinde de derecemi iyileştirdim. Moskova Maratonu için İleri Seviye 1 programını seçmiştim. Eylül ayında yarış koşmaya karar verirken düşüncem üç tane 30k üzeri koşuyu yazın en nemli dönemi geçtikten sonra yapmaktı fakat havalar geç ısınınca benim planlarım suya düştü ve bu yarışa hazırlanırken 32k lık koşuların hiç birini bitiremedim. Bunun mental etkisinin yanında yarışın son kmlerinde de hissettiğim gibi tabiki fiziksel etkileri de oldu. Bu koşuları hakkıyla yapamasam da yaz boyunca farklı antremanlar denedim; örneğin 2000m de ciddi irtifa değişikliği içeren koşular yaptım, 20k üzeri doğa yürüyüşlerine gittim fakat şunu kesin olarak anladım bu antremanlar sayesinde hızımı arttırmama rağmen iyi bir maraton koşmak için(maratonun son kmlerinde hızını koruyabilmek için) 30k üzeri antremanlar olmazsa olmaz.

Rakamlarla konuşmak gerekirse. Antreman programına başladığım 19 Mayıs günüden itibaren yaptığım antremanlar şöyle;


Kayıt ve Seyahat

Moskova'da koşmaya karar verdiğimde yarışın sadece maraton mesafesi içerdiğini düşünüyordum. 10k yarışı da olduğunu duyunca Antalya Runners dana arkadaşlarım Fahri ve Celal'de katılmaya karar verdiler. Daha sonra Hüseyin'in de maraton koşmaya karar vermesiyle kadro tamamlanmış oldu. 

Kayıt aşaması oldukça kolaydı fakat yarıştan üç gün önce gönderdikleri mailde yarış numarasını almak için sağlık raporu istedikleri okuyunca elimiz ayağımıza dolaştı. Daha kötüsü bu raporu rusça veya ingilizce istiyor olmalarıydı. Bu sorunu iki gün içerisinde çözmemize yardımcı olan Dr.Ahmet'e ne kadar teşekkür etsek azdır.

Moskova'ya gitmek için charter bilet ararken Anex Tour'da çalışan arkadaşım Kerem Koçak bu projeyi firmaya sunarsak sponsor olamayı kabul edebileceklerini söyledi. Hemen bir sunum hazırlayıp gönderdim ve birkaç gün için de yanıt aldık. Anex Tour ulaşım sponsorumuz olmayı kabul etti. Fakat bir tek problem vardı gideceğimiz uçak saat 14:00'da Moskova'ya varıyordu ve numaralarımı almak için 5 saatten az vaktimiz kalıyordu. problem çıkmayacağını umarak biletleri aldık. Sigorta vs işlerini de hallettikten sonra yolculuk gününü beklemeye başladık. 19.09 cuma akşamı ertesi günkü uçuş saatini kontrol ederken (charter uçuşlarda ciddi değişimler olabiliyor) uçağımızın 5 saat geç kalkacağını (yani numaraları saatinde alamayacağımızı) öğrendim. O andan itibaren telefon ve e-posta trafiği başladı. Gece saat 2 civarında yatarken hala organizatörden numaraları yarış günü alabileceğimizin konfirmasyonunu almamıştık. 
Ertesi sabah erkenden organizatörü aradım ve teyid aldım öğleden sonra 14:00'da uçup akşam 19:30 da Moskova'ya indik. Şehir merkezine ulaşıp oteli bulmamız, ardından bir parça birşey yemek falan derken yatağa yatmamız saat 00:00'ı buldu. Yatağa yattığımda her yerim sızlıyordu. Hafif de başım ağrıdığı için sağa sola dönerken Fahri'nin horlamasıyla irkildim. Önceki gece iyi uyumamıştım, iyi beslenememiştim, kendimi ne kadar da zorlasam uykuya dalamadım. Sabah 06:00'da saat çaldığında sadece birkaç saat o da bölük pörçük uyumuştum. Uykusuzluktan başım şiddetli bir şekilde ağrıyordu. Zor bir yarış olacağı şimdiden belli olmuştu...

Yarış Öncesi

Hafif bir kahvaltıdan sonra metroyla start alanına ulaştık. Hava oldukça serin fakat açıktı. Sözleştiğimiz gibi organizasyondan birini arayıp bize numaraları ulaştırmasını bekledik. Yaklaşık 20-25dk bekledikten sonra numaralar elimize ulaştı ve starta 45dk kala giyinme çadırına girdik. Hızlı bir şekilde hazırlandık. Fotoğraflar çektik


Kolumuza iki bileklik taktılar birincisi sporcuların girebildiği alanlara girebilmek için, ikincisi ise drop-bag'leri geri alabilmek, yarış sonrası ikramlardan faydalanabilmek vs için. 


Starta 10dk kala birbirimize şans dileyip 10k'cılardan ayrıldık ve tuvalet kuyruğuna girdik. start verildiğinde ise hala sıra bekliyorduk. Kademeli olarak start verileceğini bildiğimden fazla umursamadım, nihayetinde B grubu yerine D grubuyla çıkış yaptım. Hemen önümde 4:26 koşacak pace maker ın olması tabi çok iç açıcı değildi. Kısacası ısınma yapmadan koşmaya başladık. 

Yarış

İlk bir-iki km kalabalığın ve güzel manzaranın eşliğinde slalom yaparak geçti. Kendimi iki günlük yorgunluğun üzerine beklenmedik bir şekilde iyi hissediyordum. Saatimi 5:00/km ayarladım (bu birinci hata zira bu pace zaten 3:30 maratondan daha uzun süre ediyor) 10k civarında ilk tahin-pekmezimi yedim. Yarış boyunca her ikinci su masasında powerade vardı ve plastik bardaklarda servis ediliyordu. Bunlardan sürekli alıp içmeye çalıştım. İlk 15k Hüseyin'le beraber koştuk. Yol boyunca sohbet ettik, fotoğraf çektik (evet yarış sırasında fotoğraf çektim) ve bu bölümün tamamını parmak ucunda koştum. 17k civarında Hüseyin hızlandı ve yanlız kaldım. 20k ya yaklaşırken ikinci pekmezi yedim ve su içtim. 

Yarışın ilk bölümünde ayakkabılarım çok rahattı (Puma- Faas 300) fakat YM mesafesinden sonra her iki ayağımın tarak kemikleri alışık olmadığım şekilde ağrımaya başladı. O sırada bu modelin maraton mesafesi için tavsiye edilmediği ilgili okuduğum yazılar aklıma gelmeye başladı ama bunlar için artık çok geçti. (bu ikinci hataydı. Daha önce bu ayakkabıyla en uzun 16k koşmuştum ve YM dan sonra nasıl bir konfor sağlayacağını bilmiyordum) Bunları düşünmemeye çalışıp dikkatimi etraftaki binalara ve destek olan halka çevirmeye çalıştım. Yarışın ikinci bölümü eğini fazla olmaya fakat bitmeyen yokuşlar bölümüydü. Planlama aşamasında bunlara kendimi hazırlamaya çalışmıştım fakat gerçekten çok sinir ve moral bozucu olduklarını yaşayınca anladım. 

28k civarında Tverskaya meydanına geldik. Burada önceki akşam yazıştığım-Antalya'dan tatile gelmiş olan, Yeliz ve eşi destek olmak için bekliyorlardı. Sağolsunlar hem güzelce tezahüat yaptılar hem de fotoğraf çektiler. 


Buradan sonra endişelerim başladı. Daha önce de yazdığım gibi hazırlık süresince koştuğum en uzun mesafe 30k idi ve sadece bir daha koşmuştum. Planım koşabildiğim kadar bu tempoyu korumaktı. Meşhur 32k yı geçerken 5:00/k koşan sanal partnerimin 60sn kadar gerisindeydim. 35k ya doğru gelirken bir yandan da Kremlin'e doğru yaklaşıyorduk. Sahil yoluna inince yol inanılmaz monotonlaşmaya başladı. Beraberinde benim de hızım düşmeye başladı saatimdeki ayarın 3:30 maraton olduğuna şartlandığım için en kötü ihtimalle 3:35 civarında finişte olacağımı hesaplamaya başladım ne yavaş yavaş koyvermeye başladım (bu 3. fakat en büyük hataydı. Yarışın başında saatimi 5:00/k (hayalim) ayarlayıp gidebildiğim kadar bu tempoda koşmayı ve en kötü ihtimalle 3:35 civarında bitireceğimi düşünmüştüm fakat 35k civarında mental bariyerleri indirince hızım fazlasıyla düştü) bu aşamadan sonra her su istasyonuna girdim yürüyerek su içtim hatta biraz da şiştim. Son km girerken saatim bana +5dk da olduğmu söylüyordu. Buna güvenerek tempomu arttırmaya bile tenezzül etmedim. Taa ki finiş çizgisinin üzerindeki saatte 3:44 yazısını görene dek. Ama artık çok geçti...Akut buff'ımı elime alıp güzel bir poz vererek çizgiyi 3:38:50 de geçtim.

Finiş saatini hazmetmeye çalışıyorum.

Yarış sonrası

Finişten sonra koridor boyunca madalya taktılar ve içecek servisi yaptılar. Bu bölümde hiçbir izdiham olmadı kısa bir süre sonra arkadaşlarla buluştuk ve hemen birkaç fotoğraf çektik. Dinlenme alanı oldukça genişti. Koşucuların fotoğraf çektirebilmesi için çeşitli stantlar, yemek ve çay servisi yapılan masalar herşey yeterliydi. Masaj yaptırmaya niyetlenince 1.5 saate yakın kuyruk beklemek zorunda kaldık (24dk elektrik masajı yapıyorlarmış) onun haricinde herşey oldukça iyi düzenlenmişti. Birkaç saat finiş alanında oyalandıktan sonra şehir merkezine gitmek için ayrıldık.


Sonuç

Moskova Maratonu benim için artıları ve eksileriyle unutulmaz bir deneyim oldu. Yurtdışında ilk defa yarıştığım için başka bir yarışla kıyaslayamıyorum fakat bizdeki organizasyonların fersah fersah ötesinde dakik ve başarılı bir organizasyondu. Spora ve sporcuya saygı duyan bir milletin koşucuları nasıl desteklediğini gördükten sonra yurtiçindeki yarışlara neden katıldığımı sorgulamama neden oldu-ki hala nedenini bulamıyorum. 

Önümüzdeki sene yine gidermiyorum bilemiyorum (bir daha yazın maraton antremanı yapmama kararı aldım) fakat en kötü ihtimalle 10k koşup, organizasyonun ve şehrin tadını çıkartmak için düşünülebilir.

Neler öğrendim
  • Faas 300'ler maratona uygun değil
  • Maratonda derece hedefin varsa daha dikkatli hesap yap
  • Kayıttan en geç bir gün önce yarışın yapıldığı şehirde ol
  • Maratona Türkiye'den iki kişi katılmıştı. Ben ve Hüseyin :)
Beğendiklerim
  • Uçak biletimizdeki probleme rağmen numara konusunda sorun çıkartmadılar
  • Yarış boyunca çekilen fotoğrafları ücretsiz olarak FB hesabımıza yüklemeleri çok başarılı
  • Seyirciler çok samimi ve renkliydi.
  • Küçük bardaklarda verilen powerade ve su israfı en aza indirdi
Daha İyi Olabilir
  • Sağlık sertifikası istemek de ne?
  • Yarıştan sonra karabuğday lapası yutmak gerçekten zor oluyor
  • 24dk elektrik masajı yerine 5dk elle yapılan masajı tercih ederim.


6 yorum:

  1. Aksiliklere rağmen gayet iyi bir yarış çıkarmışsın Onur, Antalya'da 3:30 altına ineceğine eminim. Şimdi keyfini çıkarma zamanı...

    YanıtlaSil
  2. Sağol Fatih. Umarım beraber görürüz 3:30'un altını :)

    YanıtlaSil
  3. Tebrik ederim Onur... Yaşadığın olumsuzluklara rağmen bence hedefinden çok da fazla sapmamışsın... hatta aldığın dersler bence hedef sapmandan çok daha değerli...

    YanıtlaSil
  4. Sağol Kaan. Haklısın tecrübe herşeyden daha kıymetli :)

    YanıtlaSil
  5. tebrikler yeni deneyimleri ve başarılarını heyecanla bekliyoruz :)

    YanıtlaSil
  6. Seda'cığım ben de yanımda koşmaya başlayacağın günleri heyecanla bekliyor ve öpüyorum :D

    YanıtlaSil